Divan Şiirinden Seçmeler Kitap Özeti
- By : Acil Çözüm
- Category : 100 temel eser özetleri

Divan edebiyatı, Türklerin İslâm dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında gelişmiştir. Bu etki, Arapça ve Farsça sözcüklerin Turkçe’ye girmesinin yanı sıra, bu dillerin anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle de kendini gösterir. Bu edebiyata Divan edebiyatı denmesinin nedeni, şairlerin şiirlerini divan denen el yazması kitaplarda toplamış olmalarıdır. İslâm dininin benimsenmesinden sonra, Kuran’ın Arapça olmasından dolayı pek çok toplumun kültür dili değişime uğradı, İranlılar 9. yüzyılda edebiyat ürünlerini, Yeni Farsça diye adlandırılan bir dille vermeye başladılar. İran edebiyatının bu ürünlerinden Türk edebiyatı büyük ölçüde etkilenmiştir. Öte yandan Anadolu’da kurulan Türk devletleri, resmi yazışma dili olarak Arapça ve Farsça’yı kullandılar. Bu durum edebiyat dilinin derişmesine de yol açtı. Özellikle saray çevresindeki şairler ve ya100 Temci Eser Özetleri zarlar, yapıtlarını Arapça ve Farsça yazmaya başladılar. Osmaıılı Devleti döneminde Arapça ve Farsça’nın yoğun etkisinde kalmı| olan Osmanlıca dili divan edebiyatında kullanılan ana dildir. ‘
Divan Edebiyatının Genel Özellikleri
1- Nazım birimi genellikle beyittir ve cümle beyitte tamamlanır Beyit, cümleye egemendir.
2- Nazım ölçüsü ‘a ruz’dur.
3- Dili Arapça, Farsça, Türkçe karışımı olan Osmanlıca’dır,
4- Şiirlerde tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
5- Şiirlerin konuyu içeren başlıkları olmadığı için nazım bir çimlerine göre adlandırılmışlardır.
6- Duygu ve düşünceler değişmez sözlerle anlatılır.
7- Anlatılan şey değil, anlatış biçimi ön plandadır.
8- Soyut bir edebiyattır. İnsan ve doğa gerçekte olduğundan farklı ele alınmıştır.
9- Aydın zümrenin edebiyatıdır. Medrese kültürü hakimdir. Genellikle saraya ve çevresine seslenir.
10- Sanatlara bolca yer verilmiş, sanat yapmak amaç durumuna gelmiştir.
11- Ulusal bir edebiyat olmayıp dinin etkisiyle şekillenmiştir. Arap ve İran edebiyatının etkisi çok fazladır.
12- Şiirde daha çok aşk, sevgili, içki, din ve kadercilik gibi konular işlenmiştir.
13- Nazım ön planda tutulmuş, nesre pek az yer verilmiştir.
Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri
Gazel: Özellikle aşk, güzellik ve içki konusunda yazılmış belirli biçimdeki şiirlere denir. Beyit sayısı genellikle 5-9 arasında değişir. Gazelin ilk beyti mutlaka kendi arasında uyaklı olur. Kaside: Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlerdir. En az 33, en çok 99 beyitten oluşur. Mesnevi: Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. 100 Temel Eser Özetleri Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah, gibi türlü konularda yazılmıştır.
Kıta: Yalnız ikinci ve dördüncü dizeleri birbiriyle uyaklı iki beyitlik nazım biçimidir.
Müstezat: Gazelin özel bir biçimine denir. Uzun dizelere kısa bir dize eklenerek yazılır.
Divan Edebiyatı Nazım Türleri
Tevhit ve Münacât: Tanrının birliğini ve yüceliğini anlatan şiirlerle tevhit, Tanrıya yapılan yalvarış ve yakarışları anlatan şiirlere de münacât denir. Naat: Hz. Muhammed’i övmek için yazılan şiirlere denir.
Mersiye: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acı anlatmak için yazılan şiirlerdir. (Bu türün, Eski Türk Edebili yatı’ndaki adı sagu, Halk Edebiyatı’ndaki adı ise ağıttır).
Methiye: Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir. Bunlar da genellikle kaside biçiminde yazılmıştır.
Hicviye: Bir kimseyi yermek için yazılan şiirlerdir.
Fahriye: Şairlerin kendilerini övmek amacıyla yazdıkları şiltlerdir.
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları
Hoca Dehhani, Mevlana, Ali Şir Nevâi, Şeyhi, Süleyman çelebi, Fuzûli, Bâki, Nâbi, Nefi, Nedim, Şeyh Galip, Evliya Çelebi.
Divan Edebiyatı’nda Düzyazı
Divan, şiire ağırlık veren bir edebiyattır. Düzyazı, ancak bilimsel çalışmalarda, tarihlerde, kimi sanatsal metinlerde ve gezi türü eserlerde kullanılmıştır. Divan Edebiyatı’nda düzyazılar, yazılış amacı ve dil tutumu dikkate alınarak üçe ayrılır: Sanatlı (süslü) Düzyazı, Orta Düzyazı, Sade Düzyazı Yüksek bir medeniyetin zengin düşüncenin sanat ve eşli lik değerleri zirveye çıkmış bir neslin şiiridir divan şiiri. Dolayısıyla bu şiiri tanımak ve anlak için üç dilin mürekkep ifadesi olan Osmanlıcayı saray kültürünü doğunun mistik edebiyat ve felsefesini çok iyi bilmek gerekir.
ÖZET / SEÇMELER
İlm kesbiyle pâye-i rif’at
Arzü-yı muhal imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak
***
Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhat olur
Ne cân bedende gam-i firkatinde râhat olur
Ne çâre var ki firakınla eğlenem bir dem
Ne tâli’im meded eyler visâle fırsat olur
Ne şeb ki kuyuna yüz sürmesem ol şeb ölürün
Ne gün ki kâmetini görmesem kıyamet olur
Dil ise gitti kesilmez hevâ-yı aşkından
Nasîhat eylediğimce beter melâmet olur
Belâ budur ki alıştı belâlarınla gönül
Gamın da gelse dile bâis-i meserret olur
Nedir bu tâl’i ile derd-i Nef’i-i zârın
Ne şûhu sevse mülâyim dedikçe âfet olur
* **
Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dilber mi yok
Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgar mı yok
Gonca-i dil açiılıp hâtır nice şâd olmaya
Bağda güler mi yok gülşende bülbüller mi yok
Görmemiz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye
Söyledir mi yok cihânda bilmezin söyler mi yok
Sengen dil kem mi yâ seng-i siyâhı lal eder
Afitab-i feyz-bahşâ-yı bülend-ahter mi yok
Niçin ebkâr-i ma’ânî beslemez erbâb-i nazm
Yoksa Yahyâ gibi üstâd-i sühan-perver mi yok
***
Azm-i sefer ettin dil-i nâçârı unutma
Gittin güzel ammâ bu dil-efkârı unutma
Gâhîce uyandıkça şebistân-i safâda
Şol gice olan sohbet-i hemvârı unutma
Vardıkça şeker-hâba girip bister-i nâza
Ne zehr içer dîde-i bîdârı unutma
Ben sabr edeyim derd ü gam-i hecrine ammâ
Sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma
Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
Ol va’de-i tekrâr-be-tekrârı unutma
Yok tâkati hicrânına lutf eyle efendim
Dil-haste-i aşkın olan Esrârı unutma
***
Fâriğ olmam öylesen yüz bin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddarındadır
Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır
Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni
Ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu
Sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu
Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu
Yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni
Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine
Sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine
Tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine
Hâsılı beyhude cevr etme bana sevdim seni
Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn’a salâ
Yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana
Şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana
Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni